BU ADAMI İYİ TANIYIN!
ÇÜNKÜ ONLARDAN ÇOK VAR...
Bir kadın daha öldürüldü, hem de çocuğunun gözleri önünde.... Vahşice... Bu kin, öfke neden? neyin intikamını alıyorlar? Eksiklikleri ne? Neyi tamamlamaya çalışıyorlar?
Artık söylenecek söz kalmadı... Radikal önlemler gerekiyor kısa vadede... Uzun vade de ise klişe laf ama ''EĞİTİM''...
Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının yapılmadığı, kadının da erkek gibi insan olduğu, birey olarak aynı haklara sahip olduğu.... gibi pek çok şey olmalı bu eğitimde...
Tabii önce biz kadınlar inanmalıyız bunlara .... Haklarımızı bilmeli ve savunmalıyız.... Bir olabilmeyi bilmeliyiz ki kadın olarak birbirimizi destekleyelim...
Erkekler şunu bilmeli artık; ''SEN BENİM SAHİBİM DEĞİLSİN!''
Ayrıca yetkililer de 11 mayıs 2011 tarihinde imzalanan ve 14 mart 2012 tarihinde onayladıkları İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmelidirler.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor.
Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde anlaşılır. Dolayısıyla “aile” olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmez. Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler o denli önemlidir ki; silahlı çatışma durumlarında bile geçerliliğini korur ve Taraf Devletlerin bunu garanti altına alması gerekir.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Yorumlar
Yorum Gönder