Kayıtlar

Mart, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÜLKEMİN ''AYDINLIK -KARANLIK'' SEÇİMİ

Resim
Pazar günü Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birini yapacak. Adı yerel seçim ama bu, yüzü aydınlığa mı yoksa karanlığa mı bakacak seçimi. Önce twitter sonra youtube yasaklandı ülkemde. Birileri bizi yetkin insan olarak görmeyip, bizim vereceğimiz kararları elimizden almaktalar. Kendimi aşağılanmış hissediyorum ve kahroluyorum. Dün haberlerde kuzey Kore başkanının ülkedeki tüm erkeklerin saçlarının kendi enteresan saç kesimini uygulaması emrini verdiğini duyunca kahkahalarla güldüm. Sonra aklıma bize uygulanan yasaklar geldi ve yutkundum. Bize dışarıdan nasıl bakıyorlar, Türk insanı hakkında neler düşünüyorlar acaba? Onlar da bize gülüyorlar mı? 11 yıldır ülkemde cumhuriyetin kazanımlarının nasıl yok edildiğini gördüm. Umarım pazar akşamı derin bir ohhhh... çekeriz.
Resim
Bu gün de Kuşadası Davutlar'da bulunan Değirmen çiftliğindeki zeytinyağı müzesini tanıtacağım.  Dünyanın en eski zeytinyağı işliği şu sıralar pek ünlü olan Urla'da bulunmakta. Komili'nin sponsorluğunda eski zeytinyağı işliği kazı alanındaki arkeolojik verilerin ışığı altında 2600 yıl önceki aslına uygun olarak yapıldı. Bu işlik zeytinyağı elde edilebilir durumda. Urla'ya gelen yerli, yabancı tüm arkadaşlarımızı buraya götürüyoruz. Neyse burayı daha sonra ayrıntılarıyla anlatırım. Şimdi gelelim Davutlar'daki müzeye. Öncelikle yapanların, emek verenlerin ellerine sağlık...Tek kelimeyle bayıldım! Tarihsel bir sıra izlenerek zeytinyağı yapımı öyle güzel anlatılmış ki. Tarımsal aletler, zeytin sıkma yöntemleri, zeytinyağının kullanıldığı sabun üretimi için gereken araçlar, kandiller, şarap yapımı vb. mankenlerle desteklenerek anlatılmış. Müzede rehberlik eden görevli bey tüm bilgileri güler yüzle veriyor. Girişte bilet alınan ve ürün satışı yapan Remziye hanım da Arke

KUŞADASI

Resim
Bu hafta sonunu Kuşadası'nda geçirdik. Buraya yazları karavanla Akdeniz ve Ege turları sırasında pek çok kez uğradık. Genellikle eve dönüş sırasında ve yazın olduğu için yorgun oluyorduk. O yüzden 8-10 kere gittiğim Kuşadası'nı hiç bilmediğimi anladım. Burada eşimin fakülteden arkadaşının oteli olan Grand Önder otelde kaldık.    Şehrin içinde güzel bir otel burası. Yukarıda gördüğünüz manzara eşliğinde yemeklerinizi yiyip, şömine başında hoş sohbetler yapıyorsunuz. Arkadaşımız bize Değirmen çiftliğini görmemizi önerdi ve çok güzel bir zeytinyağı üretim müzesi olduğunu söyledi. Eşimle benim için müzenin ''mü'' sünü duymak bize yetiyor zaten! Ertesi sabah Davutlar'da bulunan çiftliğe gitmek üzere yola çıktık. Yolda bu sevimli surata rastladık. Burası Gürsel Tonbul Çiftlik işletmesi ve 1995 yılında kurulmuş. Organik tarım ve besicilik yapılan çiftliğe tübitak ve Ege üniversitesi katkı vermekte. Çektiğim resimleri paylaşacağım. Ama y

IŞIKLAR İÇİNDE UYU BERKİN...

Resim
DAYANAMADIN BERKİN! Gezinin en küçük şehidisin sen! Şimdi seni görmezden gelen yetkililer anlayacaklar ki, onların görmesi önemli değil. Seni binlerce insan uğurlayacak. Sen yalanla, dolanla, talanla değil; sevgiyle anılacaksın. Bu gün senin için bir çiçek ekeceğim bahçeye. Senin gibi saf,senin gibi duru, senin gibi mis kokulu ve senin gibi.... Dilerim ülkemin bu doymazlara karşı  verdiği son şehit olursun! IŞIKLAR İÇİNDE UYU!!! UĞURLAR OLSUN OĞLUM!!!

DİREN OĞLUM BERKİN

Resim
DİREN OĞLUM! Sana bunu reva görenlere inat diren.  Mısır'daki Esma'ya ağlayanlar sana hiç tepki vermediler. Önceleri kızarken şimdi olanları görünce senin o gözyaşlarıyla kirletilmediğine seviniyorum.  DAYAN, HAYATA SIMSIKI TUTUN OĞLUM! Sen ve senin gibi kafasının içi ışıl ışıl olan gençler hak ediyor yaşamayı ki dünyayı aydınlatsınlar. Kötülüklerin ve örümcek kafalıların bu kadar çok olduğu ülkemde sizlere ihtiyacımız var.

DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

Resim
     1857 yılının 8 martında greve giden tekstil işçisi kadınlara POLİS in saldırması, fabrikaya kilitlenmeleri sonucunda da çıkan yangında 129  kadın işçinin hayatını kaybetmesinin ardından 1910 yılında 8 martın DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ olarak ilan edilmiştir. Ülkemizde de her yıl çeşitli etkinliklerle (en önemli etkinlik yöneticilerin ellerine aldıkları karanfilleri sokaklarda dolaşarak kadınlara vermesi :-))) kutlanmaktadır. İkinci sınıf ve erkeklerin sahip oldukları mal olarak görülen ve adları olmayan kadınların (Duygu Asena sen ''Kadının Adı Yok'' diyeli 27 sene oldu. Görebilsen hala yok dersin!) adları bu günlerde (bir de oy ihtiyacında) hatırlanarak yapılan etkinliklerin ülkemin kadınlarının hangi sorununun çözümüne katkı sağladığını merak ediyorum.  Ülkemde kadın hakları denilince daha çok kırsaldaki ve varoşlardaki kadınlar akla geliyor nedense. Oysa eğitimli kent kökenli kadınların da yaşadıkları onlardan aşağı değil. Kırsal ve varoşlardaki k