NEYLERSEM

Asgari ücretin brüt 1071 tl, net 846 tl. olduğu ülkemde açlık sınırı 1130 tl. yoksulluk sınırı ise 3682 tl. olarak açıklandı. Tabi bunlar 4 kişilik aile için geçerli. Asgari ücretle çalışan çoğu kişinin ailesinin 4 kişiden fazla olduğu göz ardı edilmemeli. Görüldüğü gibi brüt asgari ücret bile açlık sınırını yakalayamıyor. Ülkemde pek çok insan mucize yaratarak yaşam savaşı verirken birilerinin 30 milyon avroya çerez parası muamelesi yapması nasıl açıklanabilir? İşin en kötüsü de 30 milyon avroyu çerez parası gibi görenlerin mucize yaratan bu insanlar sayesinde bu halde olmaları. Üstelik senelerdir sadaka verilen insanlar haline getirildiler. Kullanma tarihi geçmiş kalorisiz kömürler, bir de üstüne üstlük kömürlerin ihaleleri bu mucize insanların brüt aylıklarından kesilen paralarla karşılanıyor ve bu insanlar tüm olanların farkına varmadan minnet duyarak onları hala burada tutuyorlar, hem de kraldan çok kralcı olarak. Son günlerde duyduğumuz para miktarları dudak uçuklatıyor.

          

Vergiler, trafik cezaları vb. derken cebimizdeki paranın büyük bir kısmını devlete ödüyoruz. Son yıllarda yaşam standartlarımız bir hayli düştü. Akaryakıt alıyorsunuz % 60 küsur vergi veriyorsunuz, kullandığınız elektrik tutarı kadar ota- çöpe para alıyorlar ve ödemek zorunda olduğunuz fatura 1 liraysa, oluyor 2 lira. Otomatiğe bağlanmış şekilde trafik cezası geliyor. Bu cezaların devletin bütçesine katkısı zaten 2014 yılı bütçe yasa tasarısında 2,1 milyar lira olarak gösterilmişti. Yani bütçe denkleştirmesinde önemli bir yeri var trafik cezalarının. Bir de geçmişte sattığınız gayrimenkuller, kapattığınız şirketler yani maliyeyle her hangi bir ilşkiden dolayı borçlu da çıkarılan bir yığın insan var. Kısaca devletin eli son yıllarda iki cebimizden de çıkmıyordu. SON GÜNLERDE OLANLARI GÖRÜNCE TÜM BUNLARIN NEDENİNİ ANLADIM!!!

Neler görecek bu gözlerim acaba? Her şey nasıl değersizleşti, insanlar ne kadar onursuz artık!!! Bir kaç yıl önce bu saatlerde ülkemde yaşananların olacağı söylense, yok artık derdim. Şimdiye kadar hem bu kadar götürülmemişti cebimizden hem de bu kadar zeytinyağı gibi üste çıkılmamıştı. Dünyada ilk ulusal kurtuluş savaşını veren ve hiçbir ara rejime geçmeden padişahlıktan cumhuriyet olan bu ülkeye ve tüm bunları yapan dedelerimize, ninelerimize yazık. Onlar ki bu savaşı verirken yemeyen içmeyen, soğuktan donarak can veren, çocuğunun yorganını cephane üzerine örterek çocuğunu bu ülke için feda eden atalarımız; BİZE HAKKINIZI HELAL ETMEYİN!!!

1994 yılında ev satın almak üzere Bahçeşehir Emlak-Konut ofisine gittiğimizde çok beğenip, hiç düşünmeden hemen bir daire satın almıştık. Her şey düzen içindeydi. Evlerde genel olarak birkaç renk kullanılmıştı. Herşey sıfırdan planlanıp yapıldığı için düzen, uyum her yere hakimdi. Şehrin en yoğun yerlerinden birinden geldiğimiz için burası önceleri çok güzel ve yaşanası geldi. 6 yıl burada yaşadık. Bir süre sonra monotonluğun farkına varmaya başladım. Burası Türkiye'nin ilk uydu kentiydi ve bizler bu kadar düzenli yaşam alanlarıyla yeni yeni tanışmaya başlamıştık. O yıllar önce Galeria'nın, daha sonra Akmerkezin açıldığı yıllardı. Alışveriş şeklimiz de bu AVM ler sayesinde değişip, monotonlaşmaya başlamıştı. Ama bizler henüz sunulan bu yaşam şeklinin  ''tek tip insan'' yarattığının farkında değildik. Biz küçük Amerika olma yolunda hızla ilerlerken, Amerika dünyadaki bizim gibi pek çok ülkeye ihraç ettiği bu tür yaşam şeklinden çoktan vazgeçmişti. 2

Ephesos (Efes, Selçuk) Antik Şehirler EFES - SELÇUK Efesin Tarihçesi İzmir İli Selçuk İlçesi sınırları içindeki antik Efes kenti'nin ilk kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına, Neolitik Dönem olarak adlandırılan Cilalı Taş Devri'ne kadar inmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler (tarih öncesi tepe yerleşimleri) ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi'nde Tunç çağları ve Hittitler'e ait yerleşimler saptanmıştır. Hititler Dönemi'nde kentin adı Apasas'tır. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan'dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınmıştır. Bugün gezilen Efes ise, Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Hellenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa sahipti. Efes, Bizans Çağında tekrar yer değiştirmiş ve i